T.Y.D.H. GÖRSELLERİ
1-ANALİZ İÇİN TOPRAK NUMUNESİ ALIMI
TOPRAK ANALİZİ YAPILMASI NEDEN GEREKLİDİR?
·
Fazla gübre atılırsa paranız boşa gider.
·
Fazla gübre toprağın yapısını bozar.
·
Fazla gübre doğal çevreyi kirletir.
·
Hangi çeşit gübre kullanacağımızı bilemeyiz.
·
Ne kadar gübre atacağımızı bilemeyiz.
·
TOPRAK NUMUNESİ NE ZAMAN ALINMALIDIR?
Toprak örneğinin en ideal alınma zamanı SONBAHAR mevsimidir.
Hasattan hemen sonra alınması daha uygundur.
TOPRAK NUMUNESİ NERELERDEN ALINMAZ?
·
Çamurlu yerlerden
·
Su birikintili çukur ve tümsek yerlerden
·
Çit ve yol kenarlarından
·
Harman yerlerinden
·
Hayvanların sürekli yatmış olduğu yerlerden
·
Gübre yığını olarak kullanılan yerlerden
·
TOPRAK NUMUNESİ NE KADAR OLMALIDIR?
Toprak numunesi araziyi temsil edecek şekilde arazinin en az 9-10 değişik
noktasından alınmış, en az 1-1,5 kg. kadar olmalıdır.
TOPRAK NUMUNESİ NASIL ALINMALIDIR?
Toprak örneği almak için önce bel, kürek, kazma, toprak sondası, toprak
burgusu gibi aletler hazırlanmalıdır. Arazinin toprak yapısı farklılıklar
göstermek de ise, her farklı toprak yapısından ayrı numune alınarak tahlil
yaptırmalısınız.
Fındık bahçesinde sıra üzerinden yani fındık ocaklarının sağ ve sol
tarafındaki son dalın 40–50 cm. dışarısından toprak numunesi alınmalıdır.
Örnek alınacak yerin üst yüzeyi (çimen tabakası) ince bir tabaka halindeki
otlardan temizlenerek açılır. Temizlenen bu alanda 25 cm. derinliğinde bir
çukur açılır. Çukurun yüzeyi düzeltilir. Düzeltilen bu yüzeyden kürekle 3–4 cm.
kalınlığında bir toprak kesiti helva dilimi şeklinde alınıp, bir torbaya
konur.
Büyük keseler el ile parçalanarak ufalandıktan sonra iyice karıştırılarak
harman edilir. Hazırlanan bu topraktan 1 kg. kadarı alınarak laboratuvara
götürülmek üzere bir poşete koyulur. Eğer toprak nemli ise gölge bir yerde bir
süre kurutulmalıdır.
Bu işlemlerden sonra 2 adet etiket hazırlanıp bir tanesi poşetin içine bir
tanesi de poşetin dışına takılır. Hazırlanan etiketlerde aşağıdaki bilgiler yer
alır.
ETiKET ÖRNEĞİ
·
ÜRETİCİNİN ADI SOYADI:
·
İLİ/İLÇESİ:
·
KÖYÜ:
·
ARAZİNİN MEVKİİ:
·
ARAZİ ÜZERİNDEKİ ÜRÜN:
·
NUMUNE ALMA TARİHİ:
·
2-FINDIK BAHÇE TEMİZLİĞİ VE BUDAMA
TEKNİĞİ
Genelde üretici bahçelerinde tekniğe uygun
dikim yapılmadığı ve bahçe terbiye sistemine göre kurulmadığından düzensiz
dallama oluşmaktadır.Bu tür bahçelerde budama uygulaması da yapılmadığından her
yıl düzenli olarak verim de alınamamaktadır.Bu bahçelerde ;
1-) Ocaktaki ana dal sayısı istenilen
sayının üzerindedir.(5-6 adet dal olmalıdır)
2-)Fındık dalları çok sık dikilmiş ve
yaşlanmıştır.
3-)Dikimde ana dallar arasında bırakılan
ara çok dar tutulduğundan bir noktadan dallanma göstermekte, kökleri birbiri içinde
gelişmekte, yüksekten dallanmakta ve dallar iç içe girmiş bulunmaktadır.
4-) Ocak içleri kapalı olup havalanma ve
güneşlenme yetersizdir.
5-) Ocaktaki ana dalların gelişmesi
düzensiz ve dallar arasında yaş farkı bulunmakta olup hasat sırasında dalların
birbirine sürtünmesinden dal ve dalcıklar kırılmakta, mahsul gözleri de
dökülmektedir.
6-) Hastalıklı, kuru yaşlı dallar ile dip
sürgünlerinin kesimi yüksek yapılmakta, ana kökler üzerinde bırakılan kök
sürgünleri ile yıllardır üretime devam edildiğinden kökler kütükleşmiş ve
fonksiyonu yerine getiremez duruma gelmiştir.
Bu tür bahçelerde budamadan önce ocaklar
arasındaki aralık ve mesafeyi genişletmek amacıyla aralardan ocak çıkarılarak
işe başlanmalıdır. Ocaktaki dal sayısı 5-6’ ya indilimeli. Ocak içlerini açacak
şekilde yanlara gelişme gösteren dallar bırakılmalıdır.Yaşlanmış , kurumaya yüz
tutmuş hastalıklı dallar ve üst üste gelişme gösteren dallardan bir tanesi
budama testeresi ile dipten kesilmeli ve kesim yerlerine aşı macunu
sürülmelidir.
Ocak boşluklarında kök sürgünleri
geliştirilerek ocağın boş kalan kısımları doldurulup temizlenir.Ocakta
bırakılan ana dallar tek tek elden geçirilerek budama makası ile iç içe girmiş,
hastalıklı, kurumuş ve yaralanmış dal ile dalcıklar tırnak bırakılmadan kesilir.Ocak
içlerine doğru gelişen sürgünler alınıp yanlara fazla taşan sürgünlerde tepe
vurması yapılır.Yan dallarda almaşıklı, uzun ve kuvvetli gelişen sürgünler
bırakılır. Kısa gelişen sürgünler kesilerek seyreltilir. Böylece gübreleme ile
birlikte bozulan fizyolojik dengenin kurulmasına çalışılır.
Köklerde kütükleşme, ana dalların büyük
çoğunluğunda karta kaçma, sürgünlerde zayıflama ve dallarda çıplaklaşma söz
konusu ise bu tür bahçelerin bozulan fizyolojik dengesini budama ve gübreleme
ile sağlamak çok güçtür.
KÖK SÜRGÜNÜ TEMİZLİĞİ
Fındık kök sürgünü vermeye meyilli bir
bitkidir. Gelişen kök sürgünleri ocağın besin maddesine ortak olmakta, dalların
sıklaşmasına sebep olmakta, havalanma ve güneşlenmeyi engellemektedir. Bu
nedenlerle üretim süresi boyunca dikilen ana dal sayısı sabit tutularak gelişen
kök sürgünleri sonbaharda ve mayıs sonu haziran ayı başında olmak üzere yılda
en az ilk kez çepin ile temizlenmelidir. Ancak üretim süresi boyunca kurumuş,
kırılmış, hastalıklı ve yaşlanmış dalların çıkarılması ile açılmış olan yönlere
doğru büyüyen kök sürgünlerinden bir tanesi bırakılır ve geliştirilir. Böylece
ocak içerisinde boşalan dalların yeri doldurulmuş olur.
3-POTASYUM VE FOSFORLU (KIŞLIK) GÜBRELERİN
UYGULANMASI
GÜBRELEME
Toprakta noksan olan besin maddelerinin
tekrar toprağa verilmesi işlemine gübreleme, bu amaçla kullanılan
materyale de gübre denilmektedir. Dikimden itibaren fındık
fidanlarının sağlıklı olarak gelişebilmesi, iyi taçlanma gösterebilmesi ve
verime yattıktan sonra da kaliteli ürün verebilmesi için fındık
yetiştiriciliğinde gübreleme büyük önem taşımaktadır.
GÜBRELEMENİN ESASLARI
Fındık kökleri ile, her yıl topraktan
devamlı besin maddesi almaktadır. Zamanla toprakta besin maddelerinin tükenmesi
ile gelişim bozuklukları ve üründe azalmalar meydana gelir. Gübrelemeden
beklenilen faydanın sağlanması, toprakta hangi besin maddesinin noksan
olduğunun ve noksanlık derecesinin belirlenmesi ile mümkündür.
Gerek yeni dikim yapılacak, gerekse de
verim çağında olan bahçelerde fındığın normal bir gelişme gösterebilmesi için
ihtiyacı olan besin maddelerinin belirlenmesinde mutlaka toprak ve yaprak
analizlerinin yapılması gerekmektedir. Bahçelere analiz yapılmadan gübre
verildiğinde birçok sakıncalar ortaya çıkmaktadır.
Bahçeye
analiz yapılmadan gübre verildiğinde ortaya çıkan sakıncalar;
1. Gereğinden fazla gübre
kullanılabilir. Bu durumda hem ekonomik yönden çiftçi zarara uğrar, hem de
fazla miktarda verilen gübreden dolayı fındıkta gelişim bozuklukları olur.
Ayrıca fazla verilen besin maddesi diğer elementlerin bitki tarafından alımını
da engelleyeceğinden gübrelemeden beklenilen fayda sağlanamaz.
2. Fındığın ihtiyacı olan
miktardan daha az gübre kullanılabilir. Bu durumda istenilen ürün alınamaz.
3. Kullanılacak gübrenin
miktarı kadar gübrenin çeşidi, uygulama zamanı ve yöntemi de önemlidir. Toprak
yapısına göre yanlış cinste gübre kullanıldığında toprağın fiziksel yapısında
bozulmalar meydana gelir. Örneğin; asit karakterli bir toprağa asit karakterli
gübre verildiğinde toprak daha da asitleşir.
VERİM
ÇAĞINDAKİ FINDIK BAHÇELERİNİN GÜBRELENMESİ
Fındığın normal gelişebilmesi ve bol ürün
verebilmesi topraktan aldığı besin maddeleri ile mümkün olmaktadır. Bu besin
maddelerinden en önemlileri ise azot, fosfor, potasyum ve kalsiyumdur. Diğer
besin maddeleri de fındık için çok önemli olmasına rağmen bunlar önceki besin
maddeleri kadar önemli değildir.
Önemli besin maddelerinin noksanlık ve
fazlalıklarında fındıkta görülen gelişim bozuklukları, noksanlığında verilmesi
gereken gübreler ve uygulama yöntemleri bir bütünlük içinde ele alınmıştır.
FOSFORLU
GÜBRE UYGULAMA YÖNTEMİ
Fosforlu gübreler genellikle toprakta uzun
süre etkisini gösterebildiği için 3 yılda bir defa Kasım-Şubat ayları
arasındaki dönemde yaprak ve toprak analiz sonuçlarına göre tavsiye edilen
miktarlarda kullanılır.
Fosforlu gübreler ocakların dal iz
düşümlerinde ocağın büyüklüğüne göre açılacak olan 16-32 adet ve 15-20
cm. derinlikteki çukurlara eşit oranda dağıtılarak üzeri toprakla kapatılmak
suretiyle uygulanır. Bu şekildeki uygulama ile gübrenin toprakla temas yüzeyi
azaltılır, elverişsiz hale geçmesi önlenir ve bitki tarafından alınması da
kolaylaştırılmış olur.
POTASYUMLU
GÜBRE UYGULAMA YÖNTEMİ
Karadeniz bölgesi fındık toprakları
genellikle potasyum bakımından yeterlidir. Potasyum bakımından yeterli bulunan
topraklara gübreleme yapıldığı takdirde bu gübrelemenin hiçbir şekilde faydası
olmayacağı gibi asit karakterli toprakların daha da asitleşmesine yardım
edilmiş olunur. Ancak analiz sonuçlarına göre ihtiyaç duyulan bahçelere
uygulama yapılmalıdır.
Potasyum da fosfor gibi toprakta tutulan
bir besin maddesidir. Toprakta tutulmasına, toprağın reaksiyonu, organik madde
miktarı, kil minerallerinin (doğal besin maddesi) çeşit ve miktarı ile katyon
değişim kapasitesinin (mineral maddeleri bünyesinde tutma) yüksek oluşu gibi
faktörler etki yapmaktadır. Bu nedenle potasyumlu gübreler Kasım-Şubat ayları
arasındaki dönemde fosfor uygulama yönteminde anlatıldığı gibi uygulanmalıdır.
Yine potasyumlu gübre de 3 yılda bir uygulanmalıdır.
DİĞER BESİN MADDELERİ VE UYGULAMA
YÖNTEMLERİ
Fındığın gelişmesi için ihtiyacı olan
besin maddeleri sadece azot, fosfor ve potasyum olmayıp genel fonksiyonları ve
yaptıkları işlem bakımından bunlar kadar önemli olan kalsiyum, magnezyum,
demir, mangan, çinko, bakır, bor gibi besin maddelerini de kapsamaktadır. Bu
besin maddelerinin noksanlığı fındıkta son yıllarda yapraklarda sararma ve
deformasyonlar, meyve dökümleri ve boş fındık oluşumunun artması şeklinde yer
yer görülmeye başlamıştır. Yapılan yaprak analizlerine göre noksanlığı saptanan
bu elementlerin uygulanması fındığın gelişmesi ve verimi üzerine olumlu etki
yapacaktır. Bu besin maddelerinin meyve ağaçlarına uygulanması yapraktan ve
topraktan olmak üzere iki yöntemle yapılmaktadır.
Yapraktan gübre uygulaması hem daha az
gübre kullanılması ve hem de noksanlığın sebep olduğu arazın kısa sürede
giderilmesi bakımından toprak uygulamasına göre daha avantajlıdır. Her besin
maddesi için kullanılması gerekli olan konsantrasyonlar bilinmektedir. Bu
miktarlardan daha fazla kullanılması yapraklarda ve meyvelerde yakma
yapacağından sakıncalı olup çok dikkat edilmesi gerekmektedir. Yapraktan
uygulamalar pülverizatörlerle yapılmaktadır. Uygulama yapraktan fındık
yapraklarının alt ve üst yüzeyleri tamamen gübre solüsyonu ile ıslatılmalı,
ocağın tüm yeşil aksamasında kuru yer kalmayıncaya kadar püskürtmeye devam
edilmelidir. Ocağın büyüklüğüne bağlı olarak 3-4 litre arasındaki solüsyon tüm
ocağı ıslatmak için yeterli gelmektedir. Uygulamanın yapıldığı günde hava fazla
sıcak olmamalı ( 20° C civarında ) en iyisi sabah erken saatlerde
veya akşam üzeri uygulama yapılmalıdır. Ayrıca besin maddesinin yapraklar
etrafından alınması için en az 1-2 gün yağmur yağmaması gereklidir. Uygulamadan
hemen sonra yağmur yağacak olursa uygulama tekrarlanmalıdır. Bu besin
maddelerinin uygulanması fındık yaprakları normal gelişmelerini tamamladıktan
sonra Mayıs ayından itibaren Temmuz ayına kadar noksanlığın
şiddetine göre 15-20 gün ara ile 2-3 defa yapılması şeklindedir.
Topraktan uygulama ise fosforlu gübrelerin uygulanmasında olduğu gibi
yapılmalıdır.
GÜBRELER |
UYGULAMA ZAMANI |
UYGULAMA YÖNTEMİ |
AZOT (Kalsiyum Amonyum Nitrat) |
Tavsiye edilen miktarın yarısı MART‘da kalanı ise MAYIS ayı
sonunda verilmeli. |
Dal uçları altındaki 30-40 cm. genişliğindeki banda serpilip 5-10 cm.
toprak derinliğine karıştırılır. |
FOSFOR |
3 yılda bir defa KASIM-ŞUBAT ayları
arasındaki dönemde verilir. |
Dal uçları altında 16-32 adet 15-25 cm. derinliğindeki çukurlara eşit
olarak konularak üzeri toprakla kapatılır. |
POTASYUM |
2-3 yılda bir defa KASIM-ŞUBAT ayları arasındaki dönemde
verilir. |
Dal uçları altında 16-32 adet 15-25 cm. derinliğindeki çukurlara eşit
olarak konularak üzeri toprakla kapatılır. Fosforlu gübre ile birlikte
verilebilir. |
KİREÇ |
3-5 yılda bir defa KASIM-ARALIK ayları arasındaki
dönemde verilir. |
Dal uçları altındaki 40-50 cm. lik bant şeklindeki halkaya muntazam
serpilip 5-10 cm. toprak derinliğine çapalanır. |
AHIR GÜBRESİ |
3-4 yılda bir defa KASIM-MART ayları
arasındaki dönemde verilir. |
Ocak dal altlarındaki 50 cm.lik banda saçılıp 5-10 cm. toprağa
karıştırılır. |
MİKRO ELEMENTLER |
Mg, Fe, Cu, Zn, B, vb,Yapraktan;MAYIS-TEMMUZ ayları
arasında 15-20 gün ara ile 2-3 defa verilir.Topraktan: Yapraklanmadan
önce bir defa verilir |
Düşük konsantrasyonlardaki solüsyonların (% 0,1-1) yapraklarda kuru
yer kalmayıncaya kadar püskürtülmesi ile yapılır. Dal uçları altındaki 30 cm.
genişlik, 10 cm. derinlikte band halindeki halkaya muntazam olarak dağıtılarak
toprakla kapatılır. |
4-FINDIKTA TARIM KİRECİ UYGULAMASI
VERİM ÇAĞINDAKİ FINDIK BAHÇELERİNDE
KİREÇLEME
Fındık bitkisi normal gelişmesini Ph’sı
(toprak reaksiyonu) 5-7 arasında olan topraklarda sağlayabilmekte ve bol ürün
verebilmektedir. Ancak fındık tarımı yapılan Karadeniz Bölgesi toprakları
genellikle asit karakterlidir. Toprağın asit karakterde olması azot, fosfor ve
potasyum gibi bazı elementlerin alınmasına engel olduğu gibi demir, alüminyum,
mangan gibi bazı elementlerin de çözünebilirliğini artırdığından toksik etki
(zehirleyici etki) yapmasına sebep olur. Toprakta kireç noksanlığının fındıkta
meydana getireceği zararlar diğer besin maddelerinin alınamaması ve toprak
yapısının özelliği ile direkt ilgisi olup yaprakların vaktinden önce
sararmaları, tepe sürgünlerinde kurumalar, zayıf kök teşekkülü ve azot, fosfor,
potasyum noksanlığında görülen arazların meydana gelmesi şeklindedir.
Asit toprakların kireçlenmesi ile
toprakların fiziksel, kimyasal ve biyolojik özellikleri düzeltilir. Toprağın
havalanması, ısınma ve su tutma özellikleri de düzeltilmiş olur. Toprakta
mikroorganizma faaliyetleri artar, bazı besin maddelerinin ayrışması ve
bazılarının da toprakta tutularak yıkanıp gitmesine engel olur. Özellikle asit
karakterli olan toprak bünyesini de fındığın gelişmesi için istediği normal Ph
derecesine yükseltir.
Fındık bahçelerinin toprak analizleri
sonucuna göre kirece ihtiyacı olup olmadığı ve ne kadar kireç verilmesi
gerektiği tespit edilir. Toprak asitliği Ph uygun olan bahçelere kireçleme
yapmak toprağın yapısını bozacağı gibi fındığın fazla kireçten zararlanmasına
da neden olur. Toprağın fiziksel yapısı uygulanacak kireç miktarına etken olup
hafif tekstürlü (yapı) topraklara verilecek miktar, ağır tekstürlü topraklara
göre daha az olmaktadır. Ayrıca kullanılacak kirecin cinsi, uygulama zamanına
büyük etki yapmaktadır. Fındık için genelde Kasım-Aralık ayları kireçleme için
uygundur. Kireçleme işlemi 4-5 yılda bir toprak analizi yaptırılarak ihtiyaç
olduğu takdirde tekrarlanmalıdır.
KİREÇ UYGULAMA ŞEKLİ
Kireçleme fındık bahçelerinde iki yöntemle
uygulanır.
1-) Tavsiye edilen kireç miktarı
bahçenin tamamına muntazam ve eşit olarak serpilerek köklere zarar vermeyecek
şekilde, mümkün olduğu kadar derin çapalanır.
2-) Ocakların dal iz düşümlerindeki
40-50 cm. genişliğinde halka şeklindeki banda muntazam olarak dağıtılarak,
mümkün olduğu kadar toprak derinliğine çapalanır. Bu takdirde verilecek kireç
miktarı birinci yönteme göre daha az olmaktadır.
KİREÇ: 3-5
yılda bir defa KASIM-ARALIK ayları arasındaki dönemde
verilir.
Dal uçları altındaki 40-50 cm. lik bant
şeklindeki halkaya muntazam serpilip 5-10 cm. toprak derinliğine
çapalanır.
NOT: BAHÇELERİNİZDE MUTLAKA TARIM KİRECİ KULLANINIZ.
5-FINDIK KOZALAK AKARLARI TANIMI,
YAŞAYIŞI VE ZARARI
Fındık kozalak akarları fındıkta verimi etkileyen en
önemli zararlılardandır. Gözle görülemeyecek kadar küçük, iğ
şeklinde ve beyaz renklidirler. Fındık meyve ve yaprak
tomurcuklarında oluşturdukları mantar, kozalak veya gül adı verilen
oluşumlarla dikkat çekerler.
Kışı bu kozalaklar içinde geçirip ilkbaharda yeni açılan
yaprak koltuklarındaki ikinci yıl sürecek tomurcuklara
girerek beslenme ve üremelerine devam ederler. Haziran ayı ortalarından
itibaren erginler görülür. Temmuz ayından
itibaren tomurcuklarda şişmeler başlar. Ağustos ayında
ise nohut büyüklüğüne ulaşır.
Zararlının bir formu kışı kozalaklar, dişi çiçekler, püsler ve sürgün
tomurcuklarında geçirmekte ve yazın sürgün ucu, meyve dip kısımları,
püsler içerisinde ve civarında devamlı yer değiştirmekte ve kozalak içinde
olmadan da hayat çemberini tamamlamaktadır. Dişi çiçek, püs, yaprak ve
meyve zararına neden olmaktadır. Özellikle erkek ve dişi çiçek dökümleri
ile zarar daha da fazla olmaktadır. Yaprak ve sürgün tomurcuklarının
da zararlanarak dökülmesi sonucu bitkinin yıldan yıla zayıflaması ve
verimden düşmesi söz konusu olmaktadır.
Fındık kozalak akarları hassas çeşitlerde % 70’ e varan zararlara neden olmaktadır. En hassas çeşitler Tombul, Mincane ve Uzunmusa’dır. Dayanıklı çeşitler Acı, Kuş ve Palaz’dır.
KOZALAK AKARININ DALDAKİ ZARAR
ŞEKLİ MÜCADELESİ
1) MEKANİK MÜCADELE
Kozalakların kışın yapraksız bir
dönemde toplanması şeklinde yapılan mekanik mücadele kozalak akarlarına
karşı oldukça etkili bir yöntemdir. Kozalakların içi diğer faydalı akar ve
böcekler için de bir barınak yeri olduğundan toplanan kozalaklar bahçe içinde
bir yerde bırakılmalı, kesinlikle yakılmamalı veya gömülmemelidir. Fındık
kozalak akarları çok yavaş hareket ettikleri ve olumsuz çevre koşullarından çok
çabuk etkilendikleri için toplanan kozalakları terk edemezler ve kuruyan kozalaklar
içinde besin bulamadıkları için ölürler.
2) KİMYASAL MÜCADELE
Sürekli mekanik mücadele yapılan
bahçelerde kimyasal mücadeleye gerek kalmayabilir. Kimyasal mücadele yapılmadan
önce bahçede bir ön sayım yapılmalıdır. 1-10 dönüm bahçelerde 10 ocak, 11-30
dönüm bahçelerde 20 ocak ve 30 dönümden büyük bahçelerde 30 ocak tesadüfi
olarak seçilir. İşaretli ocağın birer dalındaki ortalama kozalak sayısı
belirlenir. Zararlı yoğunluğu ortalama bir dala 5 adet
kozalak düşecek şekilde yüksek ise kimyasal mücadeleye karar verilir.
En uygun ilaçlama zamanı nisan sonu mayıs
başındaki bir haftalık süredir. Bu dönemde uç sürgünler 4-4,5
yapraklı, yeni tomurcuklar toplu iğne başının yarısı büyüklükte ve yeni gelişen
meyveler mercimek büyüklüğündedir. İlaçlamalar bir hafta içinde bitirilmelidir.
Kimyasal mücadelede tam bir kaplama gerekir.
6-FINDIKTA KÜLLEME
Fındıkta külleme hastalığı ülkemizde ve
dünyada çok eskiden beri bilinen ve yaygın olan bir hastalıktır. Fındık
yanında tüm sert kabuklu meyveler, çeşitli odunsu ve otsu bitkilerde de
görülmektedir. Son yıllara kadar fındıkta hastalığa “Phyllactinia guttata”
denilen bir fungusun (mantar) neden olduğu; bu fungusun sadece yapraklarda
hastalık oluşturduğu ve çok büyük ölçüde ekonomik zarara neden olmadığı
bilinmekte ve hastalıkla mücadelede kültürel önlemler yeterli
olmaktaydı.Ülkemizde 2013 yılından itibaren hastalığın belirtileri değişmiş,
yapraklar yanında çotanak ve sürgünlerde de hastalık belirtileri oluşmuş,
kuruma ve erken dökümler görülmüştür.Büyük bir ekonomik kayba neden olmaya
başlamıştır.Mücadeleye geç kalınmadan başlamalıdır.
Kültürel Mücadele
·
Sonbaharda yere dökülen yapraklar ile hastalıklı bitki artıkları toplanmalı
ve yakılmalıdır, bulaşık dip sürgünleri kesilmelidir.
·
Bahçede nemi azaltmak, iyi bir hava sirkülasyonu ve yeterli ışıklanma
sağlamak için budama ve yabancı ot mücadelesi yapılmalıdır.
Aktif madde adı |
Formulasyon |
Doz(100 L Suya) |
Son ilaçlama ile hasat arasında geçmesi gereken süre |
Fluopyram 200g/l+ |
SC |
25ml |
14 GÜN |
Triadimenol %50 |
EW |
100ml |
21 GÜN |
KÜKÜRT SC800g/l |
SC |
400ml |
7 GÜN |
Kimyasal Mücadele
1 Haziran tarihinde Gıda Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı tarafında geçici
Aktif madde adı |
Formulasyon |
Doz(100 L Suya) |
Son ilaçlama ile hasat arasında geçmesi gereken süre |
Fluopyram 200g/l+ |
SC |
25ml |
14 GÜN |
Triadimenol %50 |
EW |
100ml |
21 GÜN |
KÜKÜRT SC800g/l |
SC |
400ml |
7 GÜN |
|
İlaçlama önceki yıllarda hastalığın
yoğunluğuna göre belirlenmelidir. Hastalık bahçede ilk defa çıkıyorsa,
belirtiler görülür görülmez ilaçlamaya başlanır.Daha önceki yıllarda hastalık
görülmüş ise yapraklar açmaya başladığı andan itibaren ilaçlamaya başlanır.
Hastalığın koşulları ortan kalkıncaya kadar ilacın etki süresi gözününe
alınarak belirli periyotlarda hasat zamanına kadar olan süre boyunca ilaçlamaya
devam edilir
Kasım ile Şubat ayı sonu arasındaki
yapraksız dönemde önleyici faaliyet olarak bordo bulamacı veya gülleci
bulamacı(Kaliforniya Bulamacı) uygulaması yapılabilir. Bu uygulama tüm
hastalıklar için bitkiyi destekleyici özelliktedir.